Madrid Nasıl Bir Yer? İzlenimlerim ve Gezilecek Yerler
Madrid Nasıl Bir Yer? İzlenimlerim ve Gezilecek Yerler
Madrid’e ilk kez bundan yaklaşık 7 sene kadar önce, Londra’da yaşarken 3 günlük hafta sonu tatili için gitmiştim. Ve bu benim Ispanya’ya ikinci seyahatimdi. İlki Barcelona’ya uzun zaman önce üniversite öğrencisiyken bir yaz Interrail ile Avrupa’yı gezerken bir geceliğine uğradığım zamandı. Nedense doğasının diğer Avrupa ülkelerine göre biraz daha kuru olmasından mıdır, Türkiye ile fazla benzerliklerinin olmasından mıdır tam adını koyamıyorum ama Madrid’de de Barcelona’da da birşeyler eksik gibi geldi bana ziyaretlerimde.
Yanlış anlamayın, kesinlikle ikisi de özene bezene yapılmış ve tasarımlanmış şehir merkezlerine sahip gerçekten güzel şehirler. Ve çok fazla övgü duydum iki şehirle ilgili: Barcelona dünyanın en güzel şehri, Madrid dünyadaki en favori şehrim vs. diyenler. Sanıyorum asıl neden beklentilerimin ister istemez çok yüksek olmasından olacak, ne Madrid ne Barcelona, beni bir Budapeşte veya Münih kadar etkileyemedi. Münih’i bazılarımız sıkıcı bulabilir ama benim için özel ve kaliteli, yaşam standartlarının yüksek olduğu ve her yerinden medeniyet akan bir şehir.
Madrid’e ilk seyahatimde, Cuma girip Pazartesi çıkmıştım şehirden ve bütün yaptığım, meydanları- Plazaları, parkları, sokakları, saray ve müzeleri gezmekti. Avustralya’dan yakın bir arkadaşımla buluşmak için gittim geçenlerde de ikinci kez. Ve şehir merkezinde Gran Via bölgesinde kaldık. Kaldığımız ev Airbnb’dendi, konum olarak çok iyiydi ama evle ilgili bir iki sorun vardı. Yine de memnun kaldım genel olarak.
Son dakika iptal etmek üzereydim Madrid’i, arkadaşla yaşadığım bazı anlaşmazlıklardan dolayı. Ve son dakika apar topar hazırlanarak yola düştüm, gitsem mi iptal etsem mi diye düşünerek. Yani sıfır uykuyla ve ardından orada yaşadığım stresle birkaç gece uykusuz kaldım. Madrid’den sonra Berlin’e geçecektik ve seyahatin o kısmı iptal oldu kalacağımız yer falan. Ve ben tek başıma bir yer bulmak durumunda kaldım son dakika.
Berlin’e daha 6-7 ay önce gittiğimden ve şehirde kalacak yer sıkıntısı vardı garip şekilde ve fiyatlar da uçmuş vaziyetteydi. Hostelde bir yatağın bile 50-100 dolar arası olduğunu gördüm o tarihlerde. Ben de daha çok gitmek istediğim Dresden ve Prag’a rotamı çevirdim Berlin Schonefeld Havalimanı’ndan. Ama seyahatin bu kısmını Temmuz ayında- yazın fiyatların en yüksek olduğu dönemde son dakika planlamak ve rezervasyon yapmak epey stresliydi. Bir yandan Madrid’i gezmeye çalıştım, bir yandan uyku yok, bir yandan da Dresden, Berlin ve sonrasını planla.
Gelelim Madrid’e.. Madrid’le ilgili yapılan haklı bir benzetme vardır ve bana da öyle gelir. Şehir merkezinin tamamı Nişantaşı gibi, yani çok geniş alanda ve daha iyi mimariye sahip bir Nişantaşı’nın geniş alana yayılmış halini düşünün. Çok güzel ve görkemli binalar var, ama yine de bir Paris, Roma veya Budapeşte, Prag ve bazı diğer Avrupa şehirlerinin mimari güzelliklerinin yanında Madrid mimarisi biraz sönük kalıyor.
Şehir merkezini de yürüyerek rahatça gezersiniz, çünkü çok büyük değil. Madrid’de 3-4 milyon nüfüs yaşıyor ve Barselona’ya göre daha büyük bir şehir ve Avrupa Birliği’nin de 3. büyük şehri. Ama Barselona daha dağınık bir yer ve görecek şeyler ve yerler birbirlerinden farklı konumlarda. Madrid’de hepsi bir arada, 3-5 km2’lik bir alanda.
Ispanya genel olarak çok pahalı bir ülke değil, diğer zengin Avrupa ülkeleri ile kıyaslarsanız. Ama ucuz bir yer de beklemeyin, çünkü hem Barcelona hem Madrid şehir merkezlerinde fiyatlar Paris, Londra kadar pahalı. Muhtemelen vaktinizin çoğunu şehir merkezinde geçireceğiniz için de ucuz bir ülke tecrübesi yaşamayacaksınız. En vasat yemek bile 15-20 Euro’dan başlıyor fiyatlar.
Madrid Havaalanı’ndan Şehre Ulaşım
Havaalanından metro ile şehir merkezine gitmek tek yön 5 Euro, taxi ile de yaklaşık 50 Euro tutuyor Madrid Barajas Havaalanı’nın şehre mesafesi çok uzak olmamasına rağmen. Yine bu bazı, kuzeydeki çok zengin Avrupa şehirlerindeki- Münih, Stockholm, Kopenhag gibi tek yön 10-15 Euro gibi fiyatlardan daha uygun.
İspanya’da işsizlik oranı Türkiye’ye göre yüksek ama örnek vermek gerekirse, İstanbul’da ortalama bir kişinin geliri 2550 lira civarındaysa bu Madrid’de 6300 lira civarında (Numbeo.com Ağustos 2017 verileri). Doğal olarak da fiyatlar Türkiye’ye göre yüksek olacak, nihayetinde para birimleri de Euro, ve kişi başı gayri safi milli hasıla ve gelir de Türkiye’den epey yüksek.
Madrid İklimi
Karasal iklim hakim Madrid’de ve sıcaklıklar biraz uçlarda Madrid’de. Yani kışın çok soğuk, yazın da çok sıcak olabiliyor. Tabi denizden uzak olduğundan nem oranı da düşük. Yani sıcaklıklar her ne kadar yüksek de olsa Barselona’dan da Istanbul’dan da daha rahat ve çekilir diyebiliriz. Çünkü bu kuru bir sıcak ve gölgede pek rahatsız olmayacaksınız. Hatta başlarda üç dört gün cildiniz de epey kuruyabilir, adapte olana kadar ortama ve iklime.
Madrid şehir merkezi yürüyebileceğiniz şekilde tasarlanmış, gayet ufak, düzenli ve güzel. Barcelona daha dağınık bir yer, gezecek görecek yerler açısından. Madrid daha İspanyol bir şehir Barselona’ya göre. Malumunuz Barselona Katalan Bölgesi’nin başkenti ve Katalanca konuşuluyor ve yollarda levhalarda falan bunu görüyorsunuz.
Benim için Madrid’deki ve İspanya’daki en önemli şey, özgürlüğü sonuna kadar hissedebilmem. İnsanlar, genci ve yaşlısı genel olarak gayet açık görüşlü, Katolik bir ülke olmasına rağmen. Diğer Avrupa ülkelerine göre de ırkçılığın kesinlikle daha az olduğu ve insanların daha arkadaş canlısı ve yardımsever olduğu bir yer. Yolda kaybolmuş bir halde birşeyler ararken ben sormadığım halde, gelip soran ve yardım etmek isteyen insanlar oldu.
Madrid Gezilecek Yerler
Biraz da gezilecek ve görülecek yerlerden bahsedelim. Şehrin en ünlü caddesi, bizim kaldığımız Gran Via, ve Plaza Espana ve Metropolis arasındaki kesim bir km.den fazla ve birçok barlar, cafeler, restoranlar, dükkanlar ve bir Casino bile var burada. Bu caddede görülecek binaların ve yerlerin arasında Museo Chicote (duvarlardaki sanata rağmen aslında müze olmayan), Telefonica binası, Hotel de las Letras ve birkaç sinema da ve tiyatro da mevcut.
Madrid’in Sanat Üçgeni olarak bilinen bölümde ünlü Prado Müzesi, Thyssen-Bornemisza ve Reina Sofia var. CaixaForum ve üçgen caddesi de tam burada. Eğer sanata çok düşkünseniz Madrid’deki büyük galeriler ve müzeler gerçekten hoş ama sanat görmek için bunları da tek tek gezmeniz gerekmiyor. Zira bir sürü küçük sanat galerisi var şehrin her yerinde ve sanat eserleri restoran ve barlarda bile gösterimde.
Madrid Parklar ve Bahçeler
Madrid’de çok büyük ve güzel parklar var. Bunlardan en çok bilinen ve merkezi olanı da Retiro Parkı (Parque del Buen Retiro), gölü, anıtları, çeşmeleri ve ağaçlık güzel yollarıyla. En büyük park 1700 hektar büyüklüğündeki Casa de Campo. İçinde sandallar olan kocaman da bir gölü var. Madrid Hayvanat bahçesi, spor tesisleri, konser alanları ve bir hostel de mevcut. Plaza Mayor, Plaza Puerta del Sol, Royal Palace ve Almudena Katedrali de mutlaka görülmesi gereken yerler arasında.
İspanyol Mutfağı
Yemek kültürü açısından Barselona’yı da Madrid’i de diğer bazı Avrupa ve Orta Doğu ülkelerine kıyasla biraz zayıf buluyorum. Yine de Akdeniz yemek kültürü ve birçok deniz ürününü ve doğal ürünlerin ve zeytinyağının sıkça kullanıldığı bir mutfak. Bunun dışında soğan, sarımsak, domates, kimyon ve Madrid safranı da sıklıkla görülüyor.
İspanyol mutfağının en ünlü öğesi “Tapas”, yani İspanyol mezeleri. Atıştırmalık olarak alınabileceği gibi, birkaç çeşit seçildiğinde de ana yemek yerine geçiyor. Tapas, ana yemek ve tatlı çeşitleri de epey fazla. Paella zaten İspanya’nın milli yemeği, tepside hazırlanan bir piav ve içinde et, sebze ve baharat herşey bulunuyor.
En bilindik Madrid yemeği de Cocido Madrileno, dana eti, havuç, kereviz, turp, lahana ve patatesle yapılan. Sadece lezzet konusunda fazla etkilenemedim İspanya’da. Ve çok fazla domuz eti tüketiliyor, her yerde ve her şekilde buluyorsunuz. Tatlılar biraz enteresan benim damak tadıma çok uygun değil ve pastanelerde gösterimde olan ürünler de genel olarak fazla iç açıcı değiller görüntü olarak. Restoranlarda hizmet genel olarak gayet kaliteli ve garsonlar da gördüğüm kadarıyla yeterli düzeyde ilgiliydi, Türkiye’deki kadar olmasa da.
Son yorumlar