Ölüdeniz Plajı, Kelebekler Vadisi ve Faralya
Ölüdeniz Plajı, Kelebekler Vadisi ve Faralya
Fethiye’deki ikinci günümde tekrar otel kahvaltısından sonra yola koyuldum, bu kez Ölüdeniz Plajı istikametine. Hisarönü’nden ayrılmadan önce, bir iki eve bakarım diye düşündüm ama Pazar gününe denk geldiğinden bütün dükkanlar kapalıydı. Yine güneşli ve güzel bir gündü, yol da yokuş aşağı iniyordu. Yaklaşık 3.5-4km mesafe var Ölüdeniz Plajı’na, yolda da durup bir iki fotoğraf çektiğimden, 45 dakika içinde plaja vardım.
Ölüdeniz Belcekız Plajı
Burada dükkanlar kısmen açıktı, ve Ölüdeniz’in meşhur yamaç paraşütü turları da kış ortasında da vardı. Otellerin geneli de tahminim kapalıydı, sezon açık değildi. Ana plaj, yani Belcekız Plajı epey uzun ve güzel, burası fotoğraflarda görünen lagundan ayrı, sol taraftaki bölüm. Plaj boyunca biraz yürüdüm, en kestirmeden Kelebekler Vadisi tarafına nasıl çıkarım diye. Bir abi geldi yanıma, yolu tarif etti, ve yürümem gereken noktanın, Kelebekler Vadisi ve Faralya’nın nerede olduğunu gösterdi. Malum yamaç paraşütü satıyordu, bana yol tarif ettikten sonra paraşütü de teklif etmeyi ihmal etmedi :).
Burada ve diğer yerlerde dikkatimi çeken şey, oteldekiler veya yoldaki insanlar olsun, herkes birşeyler satıyor. İyi insan olabilirler o ayrı konu, ama işin içinde satış olmasa acaba bu kadar iyi ve yardımsever olabilirler mi diye düşünmeden de edemedim. Tabi İstanbul’a kıyasla buraların insanları çok daha temizler ve iyiler fikrimi sorarsanız. Belki birkaç günde birşey anlaşılmaz, benim ilk izlenimim öyle. Istanbul dışında Türkiye’de hemen hemen nereye gidersem gideyim, en kapalı dinci yerlerde bile halk iyi ve yardımsever. Büyük şehirin aşırı stresli ortamının olmamasından kaynaklı bir durum olsa gerek.
Ölüdeniz Faralya Arası Yol ve Manzaralar
Epey yakınmış gibi göründü ama epey yamaçlı, inişli çıkışlı bir yol olduğundan saatler sürüyor, 7km kadar vadinin başlangıcına, yine bir 3-4 km de Faralya ve Uzunyurt köyüne kadar. Yani yaklaşık 3 saat gidiş ve 3 saat dönüş şeklinde düşünün siz, komple yürüyecekseniz. Bir önceki günkü Kayaköy yolundan coğrafya daha farklıydı bu arada. Bu taraf daha kayalık sahil boyunca, Kayaköy tarafında yeşillik ormanlık alanlar biraz daha ağır basıyordu. Yolda yokuşları inip çıkarken acayip ağaçlık manzaralara ve kaya şekillerine, dik uçurumlara rastlıyorsunuz. Ve bu yol Antalya’ya kadar sahilden devam ediyormuş, tabi o mesafeyi kim yürüyebilir emin değilim.
Bir ara aradan Baba Dağı göründü etrafı bulutlarla kaplı. Yol çok uzun olmasına, tek olmama ve kış olmasından dolayı yollarına sakinliğine rağmen, çevrenin ve manzaraların güzelliğinden hiç sıkılmak mümkün değil. Kış mevsimi sessiz sakin diye belirtiyorum ama buralar yazın epey sıcak oluyor ve bu yürüyüşleri yapmak da epey güçleşiyordur. Belki sabah çok erken başlanırsa, güneş yakıcı hale gelmeden, dönüşte de dolmuşa biniliyor. Bütün yol boyunca bir defa dolmuşa rast geldim, saat başı hareket ettikleri söylendiği halde, ya da dikkat etmedim çevreye bakmaktan ve fotoğraf çekmekten.
Faralya ve Uzunyurt Aynı Yer mi?
Bu arada Faralya diye bilinen yerde küçük ve güzel bir köy var ve köylüler dışardan bakıldığında çok şanslılar. Evler genelde tepeden harika manzaralara hakimler. Fazla bir yerleşim ve betonlaşma da yok bu bölgede, ulaşımın zorluğundan da kaynaklanıyor eminim. Turistik yerlerimizin içler acısı halini bilirsiniz. Neresi popüler olursa üç beş katlı binalar büyük hızla dikilir tatil yerlerimizde. Faralya ve Uzunyurt aynı yer mi, farklı mı gibi bir karmaşa vardır, onu da açıklığa kavuşturalım burada. Resmi olarak Faralya denilen yer, yani Hisar mahallesi Uzunyurt kasabasına bağlı, Kelebekler Vadisi’nin tepesinde yer alan çok güzel bahçeli evleri olan bir köy.
Uzunyurt’taki Yerleşimler
Uzunyurt’a bağlı diğer köyler de Kozağaç, Kirme, Kızılcakaya ve Kabak. Eğer arabayla buralara gelmişseniz veya dolmuşlar düzenli çalışıyorsa veya yürüyecek enerjiniz varsa Kabak’a kadar yürümeden asla dönmeyin. Orası da muhteşem başka bir koy. Bu köylerde ve civarlarda ilginç temalı butik oteller ve yoga retreat’ler yani yoga inziva merkezleri de mevcut. Faralya bu köylerin içinde en büyüğü olduğundan, isminin de muhtemelen en güzel olmasından, bu bütün bölgeye Faralya deniyor, ve buna Uzunyurt yerleşimi de dahil. Muhteşem yerler, bazı noktalarda insana nefes kesici geliyor.
Ölüdeniz Faralya Arasında Ulaşım
Kelebekler Vadisi’ndeki koya tepeden uçurumdan baktım, epey dik yokuş ve aşağıda olduğundan inmedim en aşağı kadar. Buradan Faralya Köyü ve Uzunyurt’a kadar yürüdüm, dolmuş gelene kadar mümkün olduğu kadar çok şey görürüm mantığı ile. Yaklaşık 2 saat geçti ve araba gelmedi, ben de geri dönüş yaptım. Araba halen yok ve gerçekten inanılmaz yorulmuştu ayaklarım.
Mesafe zaten epey uzun, bir de buna dik yokuşları ekleyin, gerçekten zorlamaya başlamıştı. Düşünmedim değil ama otostop çekmedim ama yaşlı bir çift sağ olsunlar yolda durdular. Ovacık’ta oturuyorlarmış onlar da ve beni otele kadar götürdüler. 3-4 saat sürecek ve ayaklarımı mahvedecek yolu arabayla 20 dakikada aldık.
Yaz aylarında- Haziran, Temmuz ve Ağustos günde üç kez, saat sabah 11 ve öğleden sonra 2 ve 4’de Ölüdeniz’den kalkan tekneler de var, ve bu gidiş dönüş 15 lira kadar tutuyor, yani gayet hesaplı. Bu yollarda, özellikle yazın da otostop çekmek gayet normal ve kolaymış edindiğim bilgiye göre, tabi bunu önceden bilseydim daha iyi olurdu :). Bahsetmeden geçemiycem, akşam yemeğinde, Fethiye’den Ölüdeniz’e giden ana yolda sol tarafta lokantalar var ve bunlardan üç tanesi ev yemekleri yapıyor. Fethiye tarafındaki ilk lokantanın, ismi sanıyorum Hangı Pangıs gibi birşeydi (Hunger Pangs?) yemeklerinin tadı olağanüstüydü ve çok ucuz bir fiyata dört çeşit yemek, tatlı ve çay ikramı. Yani gerçekten güzeldi, aç bile olmadığım halde bana öyle geldi.
Son yorumlar