Münih İzlenimlerim, Rehber ve Gezilecek Yerler
Münih İzlenimlerim, Rehber ve Gezilecek Yerler
Almanya’ya gitmeyeli epey uzun zaman olmuştu, ve en son gidişimde de Berlin ve Hamburg’u gezmiştim, fazla detaylı ve uzun olmasa da. Fransa’da trende bir hırsızlık vakasında giyeceklerle dolu çantam çalınmıştı. Allah’tan cüzdan ve pasaportumun olduğu küçük çanta elimdeydi. Kuzey şehirleri yazın bile çok serin olabiliyor ve oraya yazlık kıyafetlerle varınca üşümüş ve fazla kalmadan güneye inmiştim, olayın moral bozukluğuyla da.
Münih’i bir süredir merak ediyordum. Bavyera’da olmasından olabilir, Almanya’nın geri kalan kısımlarından farklı olmasından, çok medeni bir imajı olmasından veya Alpler’e ve çok güzel doğaya yakınlığından olabilir.
Bu merakı gidermek için bir son dakika uçak rezervasyonu ve seyahate üç gün kala Airbnb’den bulduğum şehir merkezi ve nehir kenarında olan bir oda, seyahat sigortası ve bir iki tren ve otobüs bileti rezervasyonu ile yola koyuldum.
Münih İlk İzlenimler
Aslında Budapeşte’ye gitmem gerekiyordu arkadaşa, ama Budapeşte 3-4 ay sonrasına kaldı. İstanbul’da işlere biraz fazla daldığımdan bir süredir pek yurt dışı seyahate de çıkmamıştım. Ve tutup Avrupa’nın en zengin şehirlerinden birine gidince de Türkiye ile aradaki farkları gözlemlemeden edemedim. Uçak İstanbul’dan kalkarken ve inerken çok gördüğümüz şey, şehrin düzensizliği ve şekilsiz abuk subuk binalar tepelerde. Bol bol bina ve yol yapıyoruz, yeşile hiç bakmadan ve karmaşa hakim özellikle büyük şehirlerimizde.
Uçak Münih’e alçalırken havadan ilk gördüğüm şey dümdüz kalemle çizilmiş gibi yollar, yemyeşil bir doğa ve harika birkaç bina (tarihi ve modern). Ve sessizlik sakinlik daha havadayken belli oluyor ve İstanbul’unki ile epey bir tezat oluşturuyor. Münih Havaalanı, Almanya’da Frankfurt’tan sonra en fazla trafiğe sahip ikinci havaalanı ve senelik yolcu trafiği 42.5 milyon civarında. Pasaport kontrolünden geçtikten sonra şehir merkezine gitmek için taxi dışında iki seçeneğiniz var, tren ve otobüs.
Münih Havaalanı’ndan Şehre Nasıl Gidilir?
Tren S1 and S8 S-Bahn hatları ve her on dakikada bir şehre gidiyorlar. Lufthansa Express otobüsü de gayet konforlu, bizdeki Havaş, Havataş tarzı ve tek yön 10.50 euro, ama gidiş dönüş almanız daha iyi olur 17 Euro’ya ve dönüş üzerinde tarih sınırı yok. Tren fiyatı da 12.80 Euro tek yön veya beş kişiye kadar kapsayan grup bileti alabilirsiniz, bu da 23.90 Euro. 6 ve 14 yaş arasındaki iki çocuk bir kişi sayılıyor. 14 yaş üzeri bir bilet, 6 yaş altı da ücretsiz. Otobüste kablosuz internet mevcut, emaillerinizi falan kontrol etmek istiyorsanız.
Münih merkeze ağaçlıklı yollardan, son derece medeni görünümlü dış mahallelerinden geçerek vardık. Bahsettiğim gibi ilk dikkatimi çeken ilk iki şey İstanbul’a göre sakinlik ve her yerin yemyeşil olması. Münih’e vakitlice vardım, saat 1 gibi merkezdeydim 2’de nehir kenarında Erhardtstraße’deki rezervasyonumun olduğu evin sahibiyle sözleştiğimden, yani biraz vaktim olduğundan, şehri gezerek o tarafa doğru yöneldim. Zaten pek uzakta değildi, yiyecek birşeyler aldım ve tarihi binaların, ağaçların ve parkların içinden geçerek yürüdüm.
Münih Mimarisi
Mimari açısından hiçbir Alman şehri Paris veya Roma değil ve çok sayıda modern bina da mevcut, yıkılanların yerine yapılan. Malum 2. Dünya Savaşı’nda bombalanmadık yer kalmamış, ama yine Münih biraz şanslı bu konuda. Diğerlerinden daha az hasar görmüş ve ihtişamlı binalar var epey. Sanki şehrin yarısından çoğu park gibi, veya koca şehir devasa bir parkın içine kurulmuş hissi uyandırıyor- English Gardens’dan bahsediyorum. Münih pahalı bir şehir, İstanbul’daki fiyatların ortalamasını iki ile çarpın ama nedense bana pahalı bir yer gibi gelmedi.
Yani sokakların ve ortamın kalitesi var bir defa, ve ne aldıysam ve ne yeyip içtiysem sanki kalite hep daha yüksekti ve ödediğim paraya değiyor hissi uyandırdı. Birçok kişi benimle aynı fikirde olmayacaktır, burayı malum sıkıcı bulanlar da var ama enerji ve diğer açılardan, en favori şehirlerimden biri diyebilirim. Burayı çevresiyle beraber değerlendirmek gerekiyor. Güneyinde muhteşem dağlar var, Alman Alpleri ve Bavyera bölgesinde gezecek çok yer var. Lokasyon olarak çok merkezi, Avrupa’nın ortasındasınız ve tren veya otobüsle birçok yere kolayca ve ucuzca ulaşabiliyorsunuz.
Almanlar ve Bavyeralılar Nasıl?
İnsanları güzel Bavyera’nın, bu kızlar ve erkekler için de geçerli. Sokakta yürüyen halkın yüzünden cehalet akmıyor, iyi giyimli ve eğitimli tipler. Almanlar soğuk genel olarak, Berlin’de özellikle çok kaba insanlar ve müşteri hizmeti yetkilileri var, ama sokakta bir soru sorduğumda da yardımcı olundu. Budapeşte kadar büyük değil ve gezecek yerler ve mimarinin görkemi açısından, ama son derece kaliteli ve aristokrat bir yer. Hani aristokrasiden bahsederken, görmemiş ve görgüsüz bir halde değil bu. Mesela bizim Avustralya Melbourne’da da vardır bu, biraz Avrupai olmaya çabalayan- daha doğrusu olmadığı birşey olmaya çalışan bir hal. Buradaki böyle daha bir samimi, daha sıcak bir kültürlülük ve zenginlik hali.
Münih’te Konaklama
Tuttuğum odanın olduğu binaya vardım, 1-2 dakika sonra ev sahibi Alman arkadaş da geldi. Epey sıcak kanlıydı, ve beni içeri aldı evdeki bir iki şeyi gösterdi ve işine geri döndü. Oda gayet büyüktü ve harika bir nehir manzarası vardı. Yani 2-3 gün önceden, geç rezervasyon olmasına rağmen kendimi şanslı hissettim.
Geceliği de 40-45 dolar gibi birşeydi yanlış hatırlamıyorsam. Tek kişilik oda ve Münih için uygun. Burası zengin ve pahalı bir yer, yani Münih Berlin değil ve fiyatlar genelde daha yüksek. Tek kişi iseniz hostellerde bir yatak bile 30 dolardan başlar minimum, eğer iki kişiyseniz birlikte bir oda tutmak daha karınıza olacaktır.
Airbnb Tecrübem
Tabi bir de Airbnb alternatifiniz var. Pek hoşlanmıyor ve rahat edemiyordum. Sonuçta daha ucuza kalacak yer buluyorsunuz ama biraz şansa kalmış alacağınız yerin kalitesi ve durumu. Irkçılık biraz fazla düzeyde idi ev sahipleri tarafından ve Türkiye’den yani Orta Doğu’dan gittiğiniz için (dünyanın halleri de malum Müslümanlar ve mültecilerle), oda rezervasyona uygun olduğu halde olmadığını ve tutulduğunu söylüyorlardı.
Ve aradan günler geçmesine rağmen yayından kaldırmayan insanlar vardı ve bir kere şahit de oldum. Siyahiler, Müslümanlar ve Asyalılar bunları fazlasıyla yaşıyorlardı, internette haberlerini de görüyorduk. Şimdilerde Airbnb, ev sahibi tarafından onaya gerek kalmadan direk rezervasyonla tutulan evlerin ve odaların sayısını artırdı ve bu durum değişmiş gibi gözüküyor.
Biraz dinlendikten sonra uçakta el bagajında getiremediğim bir iki ihtiyacıım almak ve merkezi keşfetmek için dışarı çıktım. Akşam üstü iyi giyimli insanlar, gençler cafelerde ve barlarda, ve sürekli Türkler’i görüyorsunuz sokaklarda. Doğal olarak, burası Almanya olduğu için, sık sık Türkçe duyacaksınız. Alışveriş merkezlerinde anonslar bile Almanca, İngilizce ve Türkçe olduğunu duydum ve bir sürü Türk dükkanı var. Bira Münih’in ayrılmaz parçası, sosis de aynı şekilde. Hoş görünümlü insanlar olduğu kadar iri ve şişmanlar da çok fazla sayıda.
Diğer yazılarımda belirttiğim üzere, bu blogda Münih’te ne yapılır nereler gezilir gibi şeylere fazla ayırmıyorum. Daha çok kendi tecrübelerimi anlatıyorum, ve gittiğim yerler bende ne gibi duygular uyandırıyor, onlara ağırlık veriyorum. O tür bilgileri çok büyük seyahat sitelerinde de bulabilirsiniz rahatlıkla :). O sebepten, Münih’le ilgili ne düşünüyoruma geri dönersem, Münih son derece düzenli, güzel ve yaşam kalitesi yüksek bir şehir. Ve bu yaşam kalitesi şehrin hemen hemen tamamı için geçerli ve halkın alım gücü yüksek.
Alman Süpermarketleri
Alman süpermarketlerinden bahsetmeden de geçemeyeceğim. Ufacık Lidl veya Aldi’nin içinde öyle bir çeşitlilik ve kalite var ki, bize Türkiye’de ne yediriyorlar diyor insan. Etin, makarnanın ve çoğu şeyin tadı daha güzel ve kalitel, hatta hazır kahvenin! Et fiyatları Türkiye’nin yarısından az- bir de o alım gücüyle düşünün (İstanbul’un beş katı lira bazında), ve tadı daha güzel. Münih’te döner ve Türk yemekleri pek yemedim bir kere ana istasyonun ordaki Royal Kebabhaus’da döner, ama birçok kişi de aynısını söyleyecektir, en güzel döneri Münih ve Berlin’de yedim. 3.5-4 Euro gibi çok uygun bir fiyata aldığınız ekmek arası dönere et dolduruluyor ve son derece güzel.
Münih’te Neler Yenir?
Almanlar keki çok iyi yapıyorlar, tabi tatlı şeyleri seviyorsanız, muhteşem kekler var pastanelerde ve hatta supermarketlerde bile. İçki çok ucuz, Türkiye’nin kaçta biri fiyatına hatırlamıyorum ama orada yaşayan kazanan birisi için beleş fiyatlar. Geleneksel Bavyera ve Alman mutfağından birşeyler denemek isterseniz, Münih yemek konusunda hiç fena değil.
Burada denemek isteyeceğiniz şeyler arasında pretzel, beyaz sosis ve yanında hardal, bira (ülkenin toplam birasının yüzde 50si burada yapılıyor ve çok fazla bira tüketiliyor), apfelstrudel (elmalı pasta gibi bişey), sauerkraut (bir çeşit lahana turşusu), ve vanilya soslu germknödel’ü sayabilirim.
Münih’te Gezilecek Yerler
Görülecek yerler arasında Munich Residenz, Frauenkirche- The Cathedral Church of Our Lady, Neues Rathaus- The New Town Hall, Asam Kirche, Englischer Garten, Peterskirche, Cuvilliés Tiyatrosu, St. Michael’s Kilisesi, Bavyera Devlet Opera Binası ve Münih Milli Tiyatro, Theatinerkirche St. Kajetan- Kilisesi, Nymphenburg Sarayı, Königsplatz, Bavyera Heykeli, BMW Müzesi, ve Olimpik Park bulunuyor.
Şehir merkezi ve turist kalabalıkları meşhur Marienplatz’da, ve yakındaki Vikutalienmarkt da mutlaka uğranılması gereken bir yer. Münih’te toplam 4 gece kaldım, ama bunun ikisi şehir dışında geçti- Nürnberg, Salzburg ve Alpler’de. Ayrılmak istemedim açıkçası ve yakın zamanda geri dönmek isterim. Yani bu tamamen pozitif bir enerji almamdan kaynaklanıyor. Şehirlerin güzellik ve düzen dışında mutlaka enerjileri var, ve adını koyamadığım bir şekilde bazı şehirler kendine çekiyor, bazı yerler de tam tersi.
Son yorumlar