Fethiye’den, Aydın ve Kuşadası’na Yolculuk
Fethiye’den, Aydın ve Kuşadası’na Yolculuk
Fethiye’den otelden çıkış (check out) yapıp ayrıldıktan sonra Hisarönü’nden minibüsle Fethiye Otogar’ına gitmek için yola çıktım. Araba gelene kadar yolda Fethiye’ye doğru biraz yürüdüm. İlerde durakta bekleyen bir çocuk, durakta beklemem gerektiğini ve uzaklaşmamam gerektiğini iyi ki de söyledi. Çünkü sabah erken saatte ve kış günü araba kaçarsa, terminalden Aydın istikametine giden otobüsü de kaçırma riskim artacaktı. Neyse araba geldi birkaç dakika sonra ve bindik.
Fethiye’den Kuşadası’na Aydın Aktarması
Pamukkale Seyahat’ten biletimi almıstım 2-3 gün üncesinden, tekli koltuk alabilmek ve en önü ayırtabilmek için. Bilet ucuz da değil ama başka seçenekleriniz pek yok bu istikamette. Otobüs zamanında kalktı ve gayet konforlu ve iyi gorunuyordu. Fethiye’den Aydın’a gitme nedenim, Kuşadası’na direk araba olmaması. Sanıyorum yazın da bu durum aynı, Tripadvisor’da falan yaptığım araştırmaya göre, ama yanılıyor olabilirim.
Yani Aydın’dan minibüsle veya halk otobüsü ile aktarma yapmak durumundasınız. Tabi bu da hiç zor değil, minibüsler Aydın’da terminalde, Kuşadası’na direk alt kattan kalkıyor. 8 lira gibi bir ücretle konforlu arabayla bir saatte varıyorsunuz. İkinci seçeneğiniz olan halk otobüsü daha ucuz, sanıyorum 6 lira o da. Ama Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nden kalkıp şehir içinden devam ediyor, Otogar biraz şehir dışında olduğundan pek yakın değil bu otobüslere.
Pamukkale Seyahat’in Fethiye’den Aydın’a olan arabası dediğim gibi gayet temiz ve konforlu idi, geniş ve tekli koltuk. Kablosuz internet vardı, iki defa yiyecek içecek servisi yapıldı. Araba bir kez Muğla merkezde mola verdi yarım saat kadar. Fethiye’den çıkmamız 15-20 dakika sürdü rahat. Önceki yazılarımda bahsettiğim gibi şehir epey büyümüş, ama çirkin bir şehirleşme de yok bazı diğer tatil beldelerinde olduğu gibi.
Muğla Bölgesi Yol Manzaraları
Dalaman’dan sonra Marmaris hizasına ve kıvrılarak giden dağ yollarıyla Akyaka’yı geçiyorsunuz. Manzara dağların tepesinden geri ovaya bakarken muhteşem ötesi, insanı heyecanlandıracak düzeyde güzel. Kendimi “Yüzüklerin Efendisi” filminin setinde gibi hissettim. Muğla Bölgesi tam bir cennet, abartı yok bende :). Muğla şehir merkezi öyle ahım şahım bir yer değil, daha çok bir küçük Anadolu şehri tadında ama yine de son gördüğüme kıyasla gelişmiş ve daha düzenli güzel bir yer haline gelmiş.
Şehrin bir de eski tarihi evlerinin olduğu bir merkezi var ama gezme fırsatım olmadı. Muğla’dan sonra Aydın’a doğru giderken, manzara yine tamamen değişti ve bu sefer değişik yüzey şekilleri, kayalık tepelik ilginç yerler, göller ve barajlar ve zeytin ağaçları belirmeye başladı. Bir buçuk, iki saat kadar sonra da Aydın’a vardık. Türkiye de her yer olduğu gibi Aydın da büyümüş ve modern ve geniş bir otobüs terminali var. Araba vardıktan hemen sonra aşağıdaki Kuşadası arabasına bindim.
Aydın’dan Kuşadası’na Gidiş
Araba on dakika kadar sonra kalktı ve İncirliova, Germencik, Ortaklar ve Çamlık’tan geçerek, ormanlıklar ve zeytin ağaçları arasından Kuşadası’na vardık. Yerliler ve İzmirliler buraya kısaca Ada diyorlar. Bu arada Aydın’da tarım alanları var ve paranın olduğu bir yer. Duyduğum kadarıyla da Aydın’dan birçok insanın ya Kuşadası dışlarında yazlıkları var veya sürekli olarak orada oturuyorlar. Yollar yine çok güzel, Kuşadası’na varıncaya kadar.
Kuşadası Merkez’den Kadınlar Denizi’ne
Ama Ada’ya gelince maalesef son 10-15 sene içinde nasıl bir acayip betonlaşma olduğunu görüyorsunuz. Fethiye gibi yine buraya da yirmi sene kadar önce gelmiştim ve doğal, yeşil ve bozulmamış güzel bir yerdi Kuşadası. Şimdilerde baya bildiğiniz şehir olmuş. Bende küçük İzmir izlenimi uyandırdı, gecekonduları dahi var limanın sol tarafındaki tepelerde. Ada epey yokuşlu bir yer, çarşısı da epey canlı ve kalabalık geldi bana. Rezervasyonumun olduğu otel Kadınlar Denizi’ndeydi, yaklaşık 2-3km kadar ötede. Dolmuşlar yaz kış düzenli olarak çalışıyor, veya bavulunuz yoksa rahatça yürünebilecek bir mesafe. Arabaya bindim. 5-10 dakika içinde otelin oraya vardım ve check-in yaptım.
Blue Sea Hotel and Spa Nasıl?
“Blue Sea Hotel and Spa” dört yıldızlı bir otel ama dört yıldız skalasının alt tarafına düşüyordu belli ki. Alpharooms’dan çok uygun bir fiyata oda kahvaltı fiyat almıştım ve odanın da full deniz manzarası vardı. Otelde sanki benden başka kimse de yoktu :). Resepsiyondaki bayan ve arkadaşlar gayet saygılılardı, “efendim” diyerek hitap etmeler falan, ama odada bir iki problem de yaşadım, sıcak suyun akmasını istediğimde resepsiyonu aramak gibi. Kış olduğundan kazan zorlanıyormuş vs., söylediğimde bile akan su sadece ılıktı, ikinci kazanı hareket ettirmeleri gerekiyordu ve ikinci telefon.
Oda temizdi ama temizlikçi belli ki balkona hiç bakmıyordu, yerler falan toz içindeydi, klimadan damlayan su ile yerler epey pisleniyordu. Kalorifer çalışmıyordu, koca oda tek ve çok güçlü olmayan klima ile ısınıyordu, yani ısınamıyordu. Bu söylediğim sorunlar eminim kış ortası olmasından kaynaklı sorunlar ve yüksek sezonda sanmıyorum bunların olacağını. Onun dışında otel gayet güzel ve temiz, ünlü Kadınlar Denizi Plajı’na 100 metre mesafede, odalar geniş ve hemen tamamı deniz manzaralı. Bir sonraki yazımda 3 gün boyunca edindiğim Kuşadası izlenimlerimi anlatacağım.
Son yorumlar